- çok taraflı
- sf.
Çok yönlü
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çok — sf. 1) Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı Bana matematik çok kolay geldi. F. R. Atay 2) zf. Aşırı bir biçimde Ben annemi çok severim. Birleşik Sözler çok anlamlı çok ayaklılar çokbilmiş çok çok … Çağatay Osmanlı Sözlük
taraflı — sf. 1) Yanı ve yönü olan 2) Herhangi bir yöreden olan 3) is. Yandaş Birleşik Sözler çok taraflı tek taraflı … Çağatay Osmanlı Sözlük
Zİ-L ECNİHA — Çok cihetli, çok hususiyetli bulunan. * Kanatlar sahibi. * Çok taraflı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ZÜ-L CENAH — Çok cihetli, çok taraflı, her yana gidebilir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ZÜ-L ECNİHA — Kısım kısım, Çok taraflı, çok kanatlı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sigorta — is., İt. sicurta 1) Bir şeyin veya bir kimsenin herhangi bir yönden ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için önceden ödenen prim karşılığında bu işle uğraşan kuruluşla yapılan iki taraflı bağlantı sözleşmesi İsveç te çok sağlam bir sigorta… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatal — is. 1) İki veya daha çok kola ayrılan değnek 2) Yol, ağaç gibi kollara ayrılan şeylerin ayrılma yeri 3) Dallı olan şeylerin her kolu 4) Yemek yerken kullanılan iki, üç veya dört uzun dişli çoğunlukla metal araç Çatalı elinden düştü, ağzı açık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
o — 1. sf. 1) Uzakta olan, hakkında konuşulan kimse veya şeyi belirten bir söz O kış, önceki kışlardan daha az üşüdüm. N. Cumalı 2) zm. Teklik üçüncü kişiyi gösteren bir söz Ben uyandığım zaman o gitmişti. R. H. Karay 3) zm. İki veya daha çok şeyden … Çağatay Osmanlı Sözlük
taraflılık — is., ğı Taraflı olma durumu Birleşik Sözler tek taraflılık çok taraflılık … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAASSUB — (Asab. dan) Bir şeye veya bir kimseye taraflı olma. * Din bakımından fazla salâbetli olma. * Kendi dinini çok üstün görmek. * Haksız yere husumet etmek. * Bir düşünüşe, bir inanışa körü körüne bağlanıp ondan başkasını düşünmemek hâli. (Bak:… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük