- akıcı
- sf.
1) Akma özelliği olan2) ed. Kolay anlaşılabilen, okunabilen, anlamca açık (anlatım), selis
Yurdumuzda yirmi yıl kaldığı için akıcı bir Türkçesi var.
- H. Taner3) KesintisizBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yurdumuzda yirmi yıl kaldığı için akıcı bir Türkçesi var.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
akıcı ünsüz — is., dbl. Ciğerlerden gelen havanın, ağız boşluğundaki yarı kapalı bir engele çarpmasıyla oluşan bol sesli ünsüz (r, l, ğ, y) … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÂYİ' — Akıcı. Akıcı madde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HETIL — Akıcı, akan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HÜSN-Ü BEYAN — Akıcı ve güzel anlatı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜNHEMİR — Akıcı, seyyal. * Dökülen. Yıkılıp viran olmu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SEYYAL(E) — Akıcı şey, su gibi sıvı olup akan. Çokça akan su. * Yer değiştiren her şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞUUN-U SEYYALE — Akıcı, bir halde durmayan işler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
akıcılık — is., ğı 1) Akıcı olma durumu 2) ed. Söz, yazı ve anlatımın akıcı olma özelliği, selaset … Çağatay Osmanlı Sözlük
HULUL — Girme. Dâhil olma. İçine gizlice giriş. * Birinin veya birkaç kimsenin sevgi veya itimadını kazanmak, içlerine onlardan görünüp girmek. * Halletmek. * Vuku bulmak. Zuhur etmek. * Gelip çatmak. * Bir menzile inmek. * Kim: Bazı akıcı cisimlerin… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MAÎ — Su cinsinden. Akıcı, su renginde, mâvi. Katı ve sert olmayıp su gibi, akıcı olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük