daralma — «Daralmaq»dan f. is … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
içine daralma gelmek — sıkıntı basmak, sıkılmak Hava kararmaya yüz tutunca, içine bir daralma geliyor çocuğun. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğumlanmak — nsz 1) Boğum oluşmak, boğum boğum olmak 2) Bir ses çıkarmak için ses yolunun herhangi bir yerinde daralma veya kapanma olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
daralabilmek — nsz Daralma imkânı veya olasılığı bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
daralış — is. Daralma işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tür — is. 1) Çeşit, cins Yazı türleri. 2) biy. Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm, janr Aslan ve insan türleri. 3) fel. Kendi içinde bir birim olan ve üzerinde cins kavramının bulunduğu mantıksal kavram Parça bütünün,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
təqəllüs — ə. gödəlmə, daralma, kiçilmə, yığılma … Klassik Azərbaycan ədəbiyyatında islənən ərəb və fars sözləri lüğəti
BEZBEZE — Galibiyet, zafer, galebe, üstünlük. * Sıkılma, daralma. * Kısmet, nasib, pay. Hisse … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KABZ U BAST — Ruhen sıkıntı. Daralma ve genişleme. Sıkıntı ve ferahlık. * Birini diğeri üzerine tercih etme. * Münkabız bir adama ferahlık ve sürurluluk vermek, sevindirmek. * Beyan ve ifâde etmek. * Uzun uzun ve etraflıca anlatmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük