- dayamak
- -i, -e
1) Yaslamak
Sol kolunu yürürken hep kalçasına dayardı.
- Ö. Seyfettin2) Bir yerden, bir kimseden yararlanmak, güç almakKürekleri iskeleye dayayarak bütün hızıyla itti.
- S. F. Abasıyanık3) Korkutmak için hızla, öfkeyle yaklaştırmak, uzatmakMektubu gözüne dayadı. Bıçağı göğsüne dayadı.
4) -e Varmak, ulaşmak5) mec. Kalitesiz, kötü veya çürük bir malı, gizlice iyi olanların arasına katıp müşteriye satmak6) -e, tkz. Vakit geçirmeden, bekletmeden vermekTezgâha giden garson, önüme koca bir kadeh rakı dayadı.
- O. C. Kaygılı7) -i, hlk. Kapı veya pencereyi ardına kadar açmakAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.