dayanışmak

dayanışmak
nsz, -le
Bir topluluğu oluşturan kişiler bir şeyi gerçekleştirmek için duygu, düşünce ve çıkar birliği göstermek, birbirini kollamak, mütesanit olmak

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • dayanışma — is. 1) Dayanışmak işi, tesanüt 2) top. b. Bir topluluğu oluşturanların duygu, düşünce ve ortak çıkarlarda birbirlerine karşılıklı bağlanması, tesanüt Birleşik Sözler toplumsal dayanışma …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arka arkaya vermek — birbirini korumak için birleşmek, destek olmak, dayanışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el birliği etmek — birlikte davranmak, dayanışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baş başa vermek — 1) iki veya daha çok kimse bir kenara çekilip konuşmak Nahiye müdürü, mebus ve belediye reisi ile baş başa vererek bir şeyler konuşuyor. R. N. Güntekin 2) dayanışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafa kafaya vermek — 1) iki veya birkaç kişi bir kenara çekilip konuşmak Bizim hükûmetin para vermemesi karşısında birkaç profesör kafa kafaya verdik. H. Taner 2) dayanışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”