- dedikoducu
- sf.
Çok dedikodu yapan, dillek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
FASSAL — Dedikoducu. Herkesin kusurunu sayıp döken. * İnsanları medh ü sena eden kimse … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KALÎ — Dedikoducu, gıybet eden, çekiştirici. * Söylemekle. Söylenmiş. Söz olarak. Söze dair ve müteallik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çalçene — sf. Durup dinlenmeden konuşan, çenesi düşük (kimse), geveze İhsan Hanım, altmış beş yaşlarında çalçene, dedikoducu bir kocakarıydı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
deccal — sf., Ar. deccāl Yalancı, fesat, dedikoducu (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dillek — sf., ği, hlk. Dedikoducu … Çağatay Osmanlı Sözlük
dilli — sf. 1) Dili olan 2) Konuşkan, sürekli ve tatlı konuşan Daha çok küçük, dört yaşında bile yok. Öyle dilli ki kimseye, laf bırakmıyordu. O. Rifat 3) Dedikoducu, ileri geri konuşan Benim işim yok senin o dilli kardeşlerinin arasında. N. Cumalı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lafçı — sf. 1) Geveze 2) İyi, etkili konuşan 3) mec. Söz götürüp getiren, dedikoducu … Çağatay Osmanlı Sözlük
lakırtıcı — sf. 1) Lakırtı bulup söyleyen, konuşkan 2) Geveze 3) mec. Dedikoducu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bedgû — (F.) [ ﻮﮔﺪﺑ ] dedikoducu … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
çımguklanmak — koğcu (dedikoducu) olmak II, 275 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini