derdest

derdest
is., esk., Far. derdest
1) Yakalama, tutma, ele geçirme
2) sf., huk. Görülmekte olan

Derdest dava.

Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • derdest — (F.) [ ﺖﺱدرد ] 1. yakalama. 2. el altında olma. ♦ derdest edilmek yakalanmak. ♦ derdest etmek yakalamak …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • derdest etmek — yakalamak Bu iddiayla yola çıktılar mı Millî Kongre yi basarlar, Esat Paşa yı derdest ederler. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • derdest — Görülmekte olan dava …   Hukuk Sözlüğü

  • dağıtık — sf., ğı Kendinden geçmiş, sarhoş Polis, dağıtık gazino müşterisini derdest edip götürdü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • paketlemek — i 1) Bir veya birkaç şeyi kâğıda sararak, kutuya koyarak bağlamak Öteberi paketlemiştim, annem paketime şüpheyle baktı. O. Kemal 2) Yakalamak, ele geçirmek, derdest etmek 3) argo Birini baştan savmak, atlatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yakalamak — i 1) Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım. R. H. Karay 2) Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek 3) Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak Bu defa Tevfik i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”