- derinliğine
- zf.
Derin olarak, derinlemesine
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
UMKAN — Derinliğine … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
işin kolayına kaçmak — derinliğine araştırmadan basit olarak düşünmek, yüzeyde kalmak, tembellik etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuyu — is. 1) Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur Kahveci Salih eğilmiş, az evvel sarkıttığı gazozları kuyudan çıkarıyordu. H. Taner 2) Toprağa kazılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
derinleştirilmek — nsz 1) Derin duruma getirilmek 2) Ayrıntılarına kadar incelenmek, derinliğine incelenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
derinleştirmek — i 1) Derin duruma getirmek 2) Ayrıntılarına kadar incelemek, derinliğine incelemek Geliniz, sözlerinizi biraz derinleştirelim. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
gömülmek — nsz 1) Gömme işi yapılmak veya gömme işine konu olmak Çok muhteşem bir cenaze töreniyle gömüldü. Ç. Altan 2) e Yerleşmek, oturtulmak, kendini gömmek Abdi Bey e kalsa, koltuğuna gömülüp gazetelerini okuyacak. A. İlhan 3) e, mec. Yok olmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fora etmek — 1) açmak, çözmek Diğeri ise yelkeni fora etti. A. Mithat 2) argo çıkarmak Arkadaşlar da derinliğine bir samimiyetle ceketlerini fora etmişler. Ç. Altan 3) argo bıçak, tabanca vb.ni çekip çıkarmak 4) açmak, çıplak duruma getirmek Gözlerine sürme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ARİZ VE AMİK — Enine ve boyuna, genişliğine ve derinliğine, tafsilâtlı şekilde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CEZR-İ VETEDÎ — Kazık kök. Kazık gibi yere derinliğine giden kök. (Havuç gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEVAGGİL — Bir şeyin çok derinliğine giren, meşguliyetini derinleştiren. Usanmayıp, yorulmayıp gayret ve devam eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük