acayip olmak — yadırganacak bir duruma gelmek Dünya değişti, insanlar bir acayip oldular … Çağatay Osmanlı Sözlük
homhoş — acayip … Beypazari ağzindan sözcükler
tecirip — acayip … Beypazari ağzindan sözcükler
deli saraylı gibi — acayip biçimde giyinen, takıp takıştıran (kimse) Teğmenin, teyzem dediği, altmışlık, altmış beşlik, suratı hâlâ düzgünlü, kirpikleri hâlâ sürmeli, deli saraylı gibi bir kadıncağızmış. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
EL-ACEB — Acayip, Şaşılacak şey. Tuhaf şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
höbülü — acayip giyinmiş … Beypazari ağzindan sözcükler
alelacayip — sf., bi, Ar. ˁalā l ˁacāˀib Acayip üstü, çok acayip, bambaşka O zaman köprü böyle değildi, alelacayip bir iskeleydi. A. Rasim … Çağatay Osmanlı Sözlük
abus — sf., esk., Ar. ˁabūs 1) Somurtkan (kimse) 2) Çatık, asık (yüz) Abus çehreli bir adamın ne namazı ne niyazı ne zekâtı ne orucu makbuldür. Ö. Seyfettin 3) Garip, acayip Genç, esmer kız tahayyül ediyor, zihninde müphem hayallere karışan abus… … Çağatay Osmanlı Sözlük
acayiplik — is., ği Acayip olma durumu, yabansılık, gariplik, tuhaflık Burada bir acayiplik hissediyorum. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
antika — is., İt. antico 1) Tarihsel değeri olan eski eşya Sofadaki antika yerli saat, ihtiyar göğsü hırlaya hırlaya ağır ölçülü vuruşlarla gece yarısını çaldı. H. R. Gürpınar 2) Eski çağlardan kalma eser 3) Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük