- dirsek dirseğe
- zf.
Çok sıkışık bir durumda, yan yana
Parkta bu kalabalık, sinema, vapur çıkışlarında olduğu gibi dirsek dirseğe, omuz omuzaydı.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Parkta bu kalabalık, sinema, vapur çıkışlarında olduğu gibi dirsek dirseğe, omuz omuzaydı.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dirsek — is., ği 1) Kol ile ön kol arasındaki eklemin arka yanı 2) Giysi kolunda bu organa denk gelen bölüm Dirseği yırtık neftî bir örme ceket giymiş. P. Safa 3) Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bağlantı parçası Bu iki boruyu bir dirsekle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa cilalamak — tkz. içki içmek İpini koparmış aylakla, çiçeği burnunda asistan, dejenere mirasyedi ile ağır işçi, burada dirsek dirseğe kafa cilalardı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük