yapı — is. 1) Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina 2) Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat 3) Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme Kırıkkale yapısı bir tabanca. 4) Canlı bir varlığın … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağlaşım — is. 1) Eşleme 2) Aralarında ortak çıkar bulunan devletler ilişkisi 3) fiz. Bir dizgenin veya alt dizgenin başka bir dizge üzerindeki etkisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
cümle — is., dbl., Ar. cumle 1) Bir yargı bildirmek için tek başına çekimli bir fiil veya çekimli bir fiille kullanılan kelimeler dizisi, tümce Ben bu cümleyi üç defa okudum, hiçbir şey anlayamadım. B. R. Eyuboğlu 2) esk. Dizge, sistem 3) sf. Bütün, hep… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dizgeleşmek — nsz Dizge niteliği kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dizgeleştirmek — i Dizge niteliği kazandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dizgesel — sf. Dizge ile ilgili, sistemli, sistematik … Çağatay Osmanlı Sözlük
güneş sistemi — is., gök b. Güneş, gezegenler ve kuyruklu yıldızların oluşturdukları dizge … Çağatay Osmanlı Sözlük
manzume — is., ed., Ar. manẓūme 1) Şiir, nazım Başladı kâh ezbere, kâh cep defterinden manzumeler okumağa. R. N. Güntekin 2) fel., esk. Dizge … Çağatay Osmanlı Sözlük
meslek — is., ği, Ar. meslek 1) Bir kimsenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş Mesleği ile ilgili olanlar bir yana bırakılırsa çok az kitabı vardı. T. Buğra 2) Uğraş 3) fel. Birbirine bağlı bilimsel veya felsefi düşünceler birliği 4) fel. Dizge 5) … Çağatay Osmanlı Sözlük
sistem — is., Fr. système 1) Düzen 2) Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni Servet, nasıl kazanılmış olursa olsun, onun kontrolüne girecek rejim ve sistem memleketi mahvedecektir. H. E. Adıvar 3) Yol, yöntem Eski bir sistem. 4) Bir aracı… … Çağatay Osmanlı Sözlük