- dolaşma
- is.
Dolaşmak işi
Bir yaşlı yörük kasaba sokaklarında dolaşmaya başlamıştı.
- T. Buğra
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bir yaşlı yörük kasaba sokaklarında dolaşmaya başlamıştı.
- T. BuğraÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dolaşma — «Dolaşmaq»dan f. is … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
ayağın altında dolaşma — bir iş yapan kişiye işini yaparken engel olmak … Beypazari ağzindan sözcükler
CEVELÂN — Dolaşma. Kaynama. Yerinde durmayıp gezme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tavaf — is., din b., Ar. ṭavāf 1) İslam dininde hac sırasında Kâbe nin çevresini yedi kez dolaşma 2) esk. Bir şeyin çevresini dolaşma 3) esk. Kutsal bir yeri ziyaret etme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tavaf etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cevelan — is., esk., Ar. cevelān Dolaşma, dolanma, gezinme, gezinti Atlarla, arabalarla yapılan bu cevelan, Tünel meydanından Şişli ye değin uzanır. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
devir — 1. is., vri, Ar. devr Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, periyot Bana sorarsanız devrimiz nasihat devri olmaktan çıktı. B. Felek Birleşik Sözler devrihindi devrisaadet Cilalı Taş Devri kuluçka devri Maden Devri … Çağatay Osmanlı Sözlük
devriâlem — is., esk., Ar. devr + ˁālem Dünyayı dolaşma Dört, beş ay sürecek bir devriâlem seyahatine çıkıyorduk. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolaşılmak — nsz Dolaşma işi yapılmak Her yer dolaşıldı. Burada dolaşılmaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolaşım — is. 1) Dolaşma işi 2) Para ve para yerine geçen bono, senet vb. geçerli olma, sürümde bulunma, sürüm, geçerlik 3) Mal veya paranın elden ele dolaşması, dolanım, sirkülasyon, para dolaşımı 4) anat. Kan dolaşımı Birleşik Sözler açık dolaşım sistemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolaştırmak — e, i Dolaşma işini yaptırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük