- dökülme
- is.
Dökülmek işi
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ISTIBAB — Dökülme. * Damardan kan fışkırması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İNSİBAB — Dökülme. Akıtılma. * Cereyan etme. * Başka suya karışma. * Tıb: Ahlat ı erbaadan birisinin vücudun bir tarafında nesicler (dokular) arasında toplanması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dökülüş — is. Dökülme işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
döküm — is. 1) Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi 2) Kumaşın dökümlü olma niteliği 3) Bir şeyi ayrıntılı olarak ortaya koyma Hesabın dökümü. 4) Dökülme zamanı Yaprak dökümü. 5) sf. Kalıba dökülerek yapılan Birleşik Sözler dökümevi dökümhane yaprak … Çağatay Osmanlı Sözlük
faş — is., esk., Far. fāş Açığa vurulma, ortaya dökülme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller faş etmek faş olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fire — is., tic., Rum. 1) Her tür ticari malda kuruma, dökülme, bozulma vb. sebeplerle eksilme, ağırlık yitimi 2) Bir iş yapılırken çıkan artık parça Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller fire vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gübrelenme — is. 1) Gübre dökülme 2) mec. Gelişmesi, yetişmesi için her türlü imkânı sağlama Ahlak daima gübrelenmeye, sulanmaya muhtaç bir fidana benzer. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
hasar — is., Ar. ḫasār Herhangi bir olayın yol açtığı kırılma, dökülme, yıkılma gibi zarar Yağmur yollarda hasara yol açtı. Deprem çok hasar yaptı. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hasara uğramak … Çağatay Osmanlı Sözlük
karıncalı — sf. 1) İçinde, üstünde karınca bulunan 2) Paslı veya dökülme sonucu küçük delikleri olan (metal) … Çağatay Osmanlı Sözlük
SEKB — Su dökmek. Su dökülme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük