- duygulanma
- is.
1) Duygulanmak durumu, tahassüs2) ruh b. İç salgı bezlerini de kapsayan türlü etkiler altında duygusal tepkiler gösterme
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
duygulanım — is. 1) Etkilenme, duygulanma Ona en azından iyi duygulanımlar vermem gerekirken üzüyorum onu. E. Bener 2) fel. Duyarlığın harekete geçişi 3) fel. Bir ruh durumunun dış sebeplerle değişmesi 4) fel. Tutkudan daha düzenli ancak daha güçsüz olan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
duygulanış — is. Duygulanma işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
haz — is., zzı, Ar. ḥaẓẓ 1) Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk 2) fel. Bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma 3) müz. Ezgi 4) ruh b. Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku Ömrünün en öfkeli veya buhranlı anlarında bile yaşamak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtisas — 1. is., esk., Ar. iḥtisās 1) Duygu 2) Duygulanma 2. is., Ar. iḫtiṣāṣ Uzmanlık, uzmanlaşma Doktor ihtisasını bitirecek, beni alacak diye bekler. M. Ş. Esendal Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ihtisas yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabarma — is. 1) Kabarmak işi 2) mec. Duygulanma Bir de mektuplar okunurken ve selamlar söylenirken içinde tuhaf bir kabarma beliriyordu. H. E. Adıvar 3) mec. Kendini üstün görme, büyüklük taslama 4) coğ. Ay ve güneşin çekim etkisiyle, büyük denizlerde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karakter — is., Fr. caractère 1) Ayırt edici nitelik 2) Bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen, üstün ana özellik, öz yapı, ıra, seciye Yıldız ın iyi bir eğitimi, kuvvetli bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
psikoloji — is., Fr. psychologie 1) Ruh bilimi, ruhiyat 2) Bir grubu, bir bireyi belirleyen hareket etme, düşünme, duygulanma biçimlerinin bütünü Toplum psikolojisi. 3) Ruhsal 4) ed. Herhangi bir edebiyat ürününde, kişilerin kişiliklerini belirleyen duyuş,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahassüs — is., esk., Ar. taḥassus Duygulanma, duygulanım Tahassüsünü ancak bu sakin gözyaşlarıyla ifade etti. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendini kaybetmek — 1) bayılmak Zavallı korkudan kendini kaybetmiş. Y. K. Karaosmanoğlu 2) aşırı duygulanma dolayısıyla çevrede olup bitenin farkına varamamak Org inledikçe yavaş yavaş kendimi kaybediyor, ağır bir rüya içine gömülmeye başlıyordum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
Allahım! — şiddetli bir duygulanma anlatan ünlem … Çağatay Osmanlı Sözlük