- dürüstlük
- is., -ğü
Doğruluk
Onlardan aynı bağlılığı ve dürüstlüğü beklermiş.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Onlardan aynı bağlılığı ve dürüstlüğü beklermiş.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dürüstlük — is. Düzlük, doğruluq, düzgünlük; dəqiqlik. // Həqiqilik, gerçəklik, səhihlik … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
doğruluk — is., ğu 1) Doğru ve dürüst olma durumu, doğru olana yakışır davranış, dürüstlük, adalet Yazıyı yazana, bu dediklerinin doğruluğuna nasıl inansın okuyucu? N. Cumalı 2) fel. Düşüncenin gerçekle uyuşması, yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olması … Çağatay Osmanlı Sözlük
ismet — is., esk., Ar. ˁiṣmet 1) Ahlak kurallarına bağlı kalma durumu, sililik 2) Dürüstlük, temizlik Çocukluğunun ismet ve samimiliğine dayanan bu hatırayı eskisi gibi benliğinin bir köşesinde uykuya yatırmıştı. O. C. Kaygılı Birleşik Sözler harimiismet … Çağatay Osmanlı Sözlük
namus — is., Ar. nāmūs 1) Bir toplum içinde ahlak kurallarına karşı beslenen bağlılık 2) Dürüstlük, doğruluk Birleşik Sözler namus belası namus borcu namus cinayeti namus davası namus sözü Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
yansızlık — is., ğı Yansız olma durumu, bitaraflık, tarafsızlık Hiç kimseye karşı hiçbir suç işlemedi, bir dürüstlük, bir yansızlık örneği olarak kaldı her zaman. T. Yücel … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerici — sf. Yeren, yerme işini yapan Dürüstlük paravanasının altında yerici ve olumsuz bir akımın gelişme istidadı gösterdiğine dikkat çeker. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihlâs — (A.) [ صﻼﺧا ] içtenlik, dürüstlük … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
istikâmet — (A.) [ ﺖﻡﺎﻘﺘﺱا ] 1. doğruluk. 2. dürüstlük. 3. yön. ♦ istikamet vermek yön vermek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
nâmus — (A.<Yun.) [ سﻮﻡﺎﻥ ] 1. ırz. 2. dürüstlük. 3. yasa … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
savâb — (A.) [ باﻮﺛ ] 1. doğru. 2. dürüstlük … Osmanli Türkçesİ sözlüğü