tezkiyesini düzeltmek — ahlakça kötü tanınmışken durumunu düzeltmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çulu düzmek (veya düzeltmek) — 1) giyimi kuşamı yenilemek Muharrem, çulu epey düzmüş vaziyetteydi. S. F. Abasıyanık 2) maddi durumu iyileşmek Aranızdan ayrılalı bir ay var mı? Belki yok bile. Çulu derhâl düzelttim. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
tensik etmek — düzeltmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
derlemek — düzeltmek … Beypazari ağzindan sözcükler
onarmak — düzeltmek … Beypazari ağzindan sözcükler
tashih etmek — düzeltmek, doğrultmak Yüzünü, hâl ve tavırlarını aynadan bakarak tashih etmeye çalışırdı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
tüzlünmek — düzeltmek II, 243bkz: tüzlinmek, tüzülmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sürgü — is. 1) Kapının kapanması için arkasına yatay olarak yerleştirilen demir veya ağaç kol, tırkaz, sürme 2) Sürülmüş tarlayı bastırmak ve düzeltmek için kullanılan, taştan veya ağaç kütüğünden tarım aracı, tapan 3) Sıvayı bastırıp düzeltmek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akışkanlaştırma — is. 1) Akışkanlaştırmak işi 2) kim. Akışkanların niteliğini düzeltmek için yoğunlaşan akımı içinde parçacıkların yüzmesini sağlayan yöntem … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayarlamak — i 1) Bir ölçünün doğruluğunu belli bir örneğe göre düzeltmek, doğrulamak Saati radyoya göre ayarlamak. 2) Bir aygıtı belli bir iş yapabilecek duruma getirmek Dikiş makinesini nakşa göre ayarlamak. 3) mec. İşleri birbiriyle çatışmayacak veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük