- düzgünlük
- is., -ğü
Düzgün olma durumu
İhtiyarın sol elinde başparmak hiç şaşmayan bir düzgünlükle tanelerini ikişer ikişer çektiği tespihin üzerinde, hayatın tek işaretiydi.
- P. Safa
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İhtiyarın sol elinde başparmak hiç şaşmayan bir düzgünlükle tanelerini ikişer ikişer çektiği tespihin üzerinde, hayatın tek işaretiydi.
- P. SafaÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
düzgünlük — is. Düzlük, doğruluq. Fikrin düzgünlüyü. Tələffüzün düzgünlüyü … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
eli yüzü düzgünlük — is., ğü Eli yüzü düzgün olma durumu Eli yüzü düzgünlük de klasiklik güvencesini veremiyor çağdaş dünyada. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
intizam — düzgünlük; çeki düzen; düzenlilik … Hukuk Sözlüğü
doğruluq — is. 1. Düzgünlük, həqiqilik, düzlük; sədaqət, səmimiyyət. Səy elə, sən də belə insan ol! Doğruluqda bu ada şayan ol! A. S.. <Vidadi:> Dünya dəyişilmiş, əhd, vəfa, sədaqət, doğruluq qalmamışdır. Ç.. Məhəbbət, doğruluq, cəsarət, ürək; Dil… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
BESATET — Basitlik. Düzgünlük. Sadelik. Düzlük. * Dilde düzgünlük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alçı levha — is., mim. 1) Duvarda ve tavanda düzgünlük sağlamak amacıyla iç mekânlarda kullanılan, alçı ve diğer katkı maddeleriyle sıkıştırılmış levha, alçıpan 2) Tavan süslemelerinde kullanılan ve çeşitli desenleri olan alçıdan yapılmış kalıp … Çağatay Osmanlı Sözlük
fesahat — is., ti, ed., Ar. feṣāḥat Anlatışta düzgünlük ve açıklıkla birlikte amaca uygunluk Edebî lisanı o zamanki fesahatine ve tabiatına göre güzelleştirdiler. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
insicam — is., esk., Ar. insicām 1) Düzgünlük, tutarlık, bağdaşım 2) ed. Tutarlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
tenasüpsüz — sf. Tenasüp olmayan, uygunluk, düzgünlük bulunmayan Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
macun çekmek — 1) boyacılıkta, düzgünlük ve dayanıklılık sağlamak için boyanacak yüzeye macun sürmek 2) çatlak, delik yerleri kapatmak veya camı çerçeveye tutturmak için macun sürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük