- edepli edepli
- zf.
Uslu olarak, uslu uslu
Burada edepli edepli otur.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Burada edepli edepli otur.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
edepli — sf. 1) Uslu, ince, iyi ahlaklı, terbiyeli, müeddep 2) zf. Ahlaka uygun bir biçimde İstanbul daki patronun edepli bulmadığı yazı buydu. Ç. Altan Birleşik Sözler edepli edepli … Çağatay Osmanlı Sözlük
edepli — (A. T.) terbiyeli, edep sahibi … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
edebini takınmak — edepli davranmaya başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıvracık — sf., ğı, hlk. 1) Derli toplu ve işi kolay Kıvracık bir ev. 2) Ayağına çabuk, hamarat Helal süt emmiş, kıvracık, eli yüzü düzgün, terbiyeli, edepli kızcağız. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
müeddep — sf., bi, esk., Ar. muˀeddeb Uslu, terbiyeli, edepli … Çağatay Osmanlı Sözlük
örtmece — is., ed. 1) Söylenmesi kaba, çirkin veya sakıncalı görülen nesnelerin, kavramların, başka kelimelerle daha uygun ve edepli bir biçimde anlatılması, edebikelam 2) Kandırma, gizleme … Çağatay Osmanlı Sözlük
uslu — sf. 1) Toplumu, çevresini rahatsız etmeyen, edepli, müeddep, yaramaz karşıtı Uslu ve çekingen huyum ne kendimi ne de nafakamı herhangi bir sert hareketle savunmaya asla müsait değildi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) zf. Uysal bir biçimde 3) esk. Akıllı,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
edîb — (A.) [ ﺐیدا ] 1. edebiyatçı. 2. edepli … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
edîbe — (A.) [ ﻪﺒیدا ] 1. bayan edebiyatçı. 2. edepli bayan … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
EDEBİYAT — Düşünce, duygu veya herhangi bir hakikatı veya herhangi bir fikri yazı veya sözle, manzum veya nesir halinde güzel şekilde ifâde san atı. Bu san atla uğraşan ilim kolu. * Edebiyata âit yazıları toplayan kitap.Edebiyatın sözlük anlamından biri de… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük