eksik — èksik (jèksik) prid. <indekl.> DEFINICIJA reg. koji je nedostatan, nepotpun, manjkav, načet [eksik mjera = nepotpuna mjera] ETIMOLOGIJA tur … Hrvatski jezični portal
eksik gedik — is., ği Ufak tefek gereksinimler Bu inkılabın hiçbir noktasında eksik gedik bırakmayacağız. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller eksik gedik kapamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik etmemek — 1) her zaman bulundurmak Sağ gözünden, güneş vurdukça sağa sola yansıyan tek gözlüğünü eksik etmezdi. A. İlhan 2) her zaman söylemek Bu sözü ağzından eksik etmez … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik olmamak — her vakit ve her fırsatta bulunmak Bir ufak sac mangal, kış yaz önünden eksik olmaz. M. Ş. Esendal Köyde Nevin i sevenler de eksik değildi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik artık — zf. Biraz eksik veya fazla olarak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik olmasın — sağ olsun, var olsun anlamında birine karşı hoşnutluk bildiren söz Bir sürü dedikodudan çekindim, eksik olmasın muhtar pek açgözlü değilmiş. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik olsun — 1) gereği yok anlamında kullanılan bir söz Böyle yardım eksik olsun. 2) ölsün! anlamında kullanılan bir ilenme sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik etek — is., ği, hlk. Kadın … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik çıkmak — tartı veya ölçünün tam olmadığı görülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik gedik kapamak — ufak tefek gereksinimleri karşılamak … Çağatay Osmanlı Sözlük