- eksik olmamak
- her vakit ve her fırsatta bulunmak
Bir ufak sac mangal, kış yaz önünden eksik olmaz.
- M. Ş. EsendalKöyde Nevin'i sevenler de eksik değildi.
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bir ufak sac mangal, kış yaz önünden eksik olmaz.
- M. Ş. EsendalKöyde Nevin'i sevenler de eksik değildi.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
eksik — sf., ği 1) Bir bölümü olmayan, noksan, natamam Bu kitap eksik, baş tarafı yok. 2) Mükemmel olmayan, kusurlu, muallel, sakat 3) Az Arada can sıkıntısından doğma kavgalar da hiç eksik değil... R. N. Güntekin 4) is. İhtiyaç duyulan şey Aklı sıra bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hep — zf., Far. heb 1) Hiçbiri dışta tutulmamak veya eksik olmamak üzere, bütün, tüm olarak 2) Sürekli olarak, her zaman, daima Hep seni düşünüyorum. Birleşik Sözler hep beraber hep bir ağızdan hep birden hepyek heple hiç ilkesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
az — sf. 1) Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. B. R. Eyuboğlu 2) zf. Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak Birleşik Sözler az az az buçuk az… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük