- alan topu
- is., sp.
Tenis
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
alan — is. 1) Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha 2) Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran 3) Yüz ölçümü 4) Eski Roma da açık hava gösterisi yapılan geniş yer 5) mec. Bir çalışma çevresi Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için … Çağatay Osmanlı Sözlük
top — is. 1) Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne Havası boşalmış bir futbol topu... A. Gündüz 2) Bazı aletlerde bulunan toparlağımsı parça Kantarın topu. Duvar saatinin topu. 3) Kumaş, kâğıt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tenis — is., sp., İng. tennis Ağla ortasından ikiye bölünen bir alanda tek veya çift oyuncuların raketle karşılıklı vurdukları, çeldikleri topu, belli kurallara göre, karşılanamayacak biçimde birbirlerinin alanına düşürerek sayı kazanmaları esasına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Newham Council election, 2006 — Elections to Newham Council in London, England were held on 4 May 2006. The whole council, including the directly elected Mayor, was up for election for the first time since the 2002 election. The Labour Party maintained control of the… … Wikipedia
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ceza alanı — is., sp. Futbolda bir oyuncunun bilerek yaptığı kural dışı davranışın penaltı ile cezalandırıldığı veya kalecinin topu elle tutmasına izin verildiği alan, penaltı alanı, ceza sahası, penaltı sahası … Çağatay Osmanlı Sözlük
duvar pası — is., sp. İki oyuncunun rakip oyuncuya topu kaptırmadan birbirlerine atmaları ve alan kazanmaları … Çağatay Osmanlı Sözlük
sağ bek — is., sp. Bir takımın savunmasının sağ tarafında yer alan oyuncusu Sağ bek Rıza topu filelerden çıkarıp santraya gönderiyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
toplu — sf. 1) Topu olan Toplu tabanca. 2) Hepsi bir arada bulunan, toplanmış Yol, toplu yaşamanın doğurduğu bir gereksinmeyi karşılamak için yapılır. N. Cumalı 3) Birlikte yapılan, kombine 4) Düzenlenmiş, dağınık olmayan Toplu bir oda. 5) Topunu,… … Çağatay Osmanlı Sözlük