emniyet kemeri — is. Uçak, otomobil vb.nde güvenlik için bele takılan kemer Otomobillerde emniyet kemeri bulundurmak zorunludur … Çağatay Osmanlı Sözlük
emniyet etmek — güvenmek Hele emniyet ettiğim birkaç uyanık arkadaşla bulunduğum zaman bülbül gibi ötüyordum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
emniyet vermek — güven vermek Arkadaşının emniyet vermesine rağmen içi rahat değildi. M. Yesari … Çağatay Osmanlı Sözlük
EMNİYET-İ TÂMME — Tam bir emniyet ve korkusuzluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EMNİYET — (Emniyyet) : Eminlik, emin olma hâli, korkusuzluk, tehlikesizlik. * İtimad, güvenme, inanma. * Polis ve zabıta teşkilâtı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
emniyet amiri — is. İlçenin genel güvenliğinden kaymakama karşı sorumlu olan görevli … Çağatay Osmanlı Sözlük
emniyet durağı — is., den. Su altına dalan kişilerin vurgun yememesi için su yüzüne çıkış mesafesinde sağlık yönünden güvenli bölge … Çağatay Osmanlı Sözlük
emniyet düğmesi — is. Patlayıcı ve yanıcı aletlerin güvenle kullanılmasına yardımcı olan, kullanıldığı zaman açık, kullanılmadığında da kapalı tutulan düğme … Çağatay Osmanlı Sözlük
emniyet kilidi — is. Kapı, kasa vb.nde güvenliği sağlayan kilit … Çağatay Osmanlı Sözlük
emniyet pimi — is. Ateşli silahlarda güvenli kullanımı sağlayan pim … Çağatay Osmanlı Sözlük