ambargo — is., Fr. embargo 1) Bir malın serbest sürümünü engellemek için konulan yasak, engelleyim Silah ambargosu. 2) Bir devletin, gemilerin kendi limanlarından ayrılmasını yasaklama buyruğu, engelleyim 3) Bir ülkenin dış dünyayla ilişkilerini engelleme … Çağatay Osmanlı Sözlük
basın yasağı — is. Basın yayın organlarının bir konu hakkında yayın yapmasını kısıtlayıp engelleme … Çağatay Osmanlı Sözlük
engelleyiş — is. Engelleme işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
işgal — is., li, Ar. işġāl 1) Bir yeri ele geçirme Çuhahane bir kumaş fabrikasıydı, İstanbul un işgali sırasında İngilizler yaktılar. B. Felek 2) Bir kimseyi işten alıkoyma, engelleme, oyalama 3) Uğraştırma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller işgal etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
karışma — is. 1) Karışmak işi 2) Engelleme, araya girme, müdahale 3) Düzeni bozulma … Çağatay Osmanlı Sözlük
nehiy — is., hyi, esk., Ar. nehy Bir işin yapılmasını yasak etme, engelleme, menetme … Çağatay Osmanlı Sözlük
obstrüksiyon — is., Fr. obstruction Engelleme … Çağatay Osmanlı Sözlük
öfke — is. Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap Eve gelinceye kadar hiç öfkesi kalmadı. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler öfkesi burnunda Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller öfke baldan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalıtım — is., fiz. 1) Elektrik akımının olumsuz etkilerini önlemek için iletkeni kauçuk, lastik, porselen vb. ile kaplama, yalıtma, tecrit, izolasyon 2) Elektrik, ses ve ısı akımını engelleme, izolasyon … Çağatay Osmanlı Sözlük
yapışkanlık — is., ğı 1) Yapışkan olma durumu Her vakit ıslak duran ellerinde öyle tiksindirici bir yapışkanlık vardı ki... Y. K. Karaosmanoğlu 2) fiz. Bir sıvı veya gaz kütlesinin, içinde bulunan cismin hareketini engelleme özelliği … Çağatay Osmanlı Sözlük