alçak uçan yüce konar, yüce konan alçak uçar — alçak gönüllü olan toplum içinde saygı görür ve yücelir, kendisini herkesten üstün gören sevilmez ve toplum içinde iyi bir yer edinemez anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
alçak gönüllü — sf. Kendi değerini olduğundan aşağı gösteren, başkalarını küçük görmeyen, büyüklenmeyen (kimse), mütevazı Güzel çehreli müsteşar bey, nazır beyin kapıcısından daha alçak gönüllü idi. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
alçak gönüllülük — is., ğü Alçak gönüllü olma durumu, mahviyet … Çağatay Osmanlı Sözlük
alçak — yumuşak huylu, ince ki;i, uslu I, 41,100 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
alçak — bir kötü sıfat … Beypazari ağzindan sözcükler
alçak basınç — is., cı, meteor. Barometrede 760 mm altında bulunan, kötü havayı işaret eden hava durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
alçak gerilim — is., fiz. 1) Düşük voltajlı elektrik hattı 2) tek. Etki değeri bin volta kadar olan elektrik potansiyeli … Çağatay Osmanlı Sözlük
alçak kabartma — is. Heykel sanatında, yüzeyindeki çıkıntısı az olan kabartma … Çağatay Osmanlı Sözlük
alçak ses — is. 1) Hafif ses 2) müz. Kalın ses … Çağatay Osmanlı Sözlük
alçak yaylak — is., ğı, coğ. Devamlı oturma bölgesinde, normal tahıl ziraatı yapılan alanların bitişiğinde genellikle deniz seviyesinden 900 1200 m yükseklikteki yaylak … Çağatay Osmanlı Sözlük