- fazlaca
- zf.
Gereğinden biraz daha çok olarak, bir hayli
Tuzak olsun diye bu şaşkın beye fazlaca sokuluyorlar.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Tuzak olsun diye bu şaşkın beye fazlaca sokuluyorlar.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
EBRAK — Fazlaca parıltılı. * Taşlı, kumlu, balçıklı yer. * Alaca renkli at. * İki renkli lekeli bir şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ESÛF — Fazlaca eseflenen, pek üzülen, çok kederlenen, çok fazla acıyan, yufka yürekli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HEYZA — Fazlaca kusma, istifra etme. * Tıb: Kolera hastalığı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ağırlıklı — sf. 1) Ağırlığı olan 2) Değerlendirmelerde üzerinde fazlaca durulan 3) Çoğunluğu oluşturan … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkkınlaşmak — nsz Kabarmak, şişmek O akşam daha, oda kıyafeti ile fazlaca şişmanlaşıp çıkkınlaşmış gövdesinden, bir de bozulmuş bir musluktan durmaksızın akan su gibi hiç dinlendirilmeden söyletilen gramofondan başka acı haber izi görünmüyordu. R. E. Ünaydın … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolgunca — sf. 1) Biraz şişman 2) Fazlaca, çokça, bol Sonra daha dolgunca bir maaşla bir tütün şirketine kasadar oldu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaçırmak — i 1) Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak 2) Bir işi belirlenen zamanda yapamamak Maçı kaçırdım. 3) nsz Zor kullanarak yanında götürmek Kız kaçırmak. 4) Bir daha ele geçmemek üzere yitirmek Fırsatı kaçırdım. 5) Yararlanamamak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
spektrum — is., İng. spectrum Çeşitlilik Onlar nedense spektrumlarını fazlaca geniş tutmada bir sakınca görmüyorlar. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
sünger — is., hay. b., Rum. 1) Genellikle denizlerde bir yere tutunarak koloni durumunda yaşayan, çok hücreli ilkel hayvan 2) Bu hayvanın temizlik işlerinde kullanılan, suyu fazlaca çeken esnek iskeleti 3) Yapay olarak elde edilen temizlik veya dolgu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şakır şukur — zf. Fazlaca şakırtı çıkararak … Çağatay Osmanlı Sözlük