- felaketli
- sf.
Felaket getiren
İki felaketli muharebe arasındaki...
- A. H. Tanpınar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İki felaketli muharebe arasındaki...
- A. H. TanpınarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
uçurum — is. 1) Dik ve derin yamaç Üç arkadaş, arabanın gidebileceği bütün köyleri, dereleri, uçurumları aradılar. A. Gündüz 2) mec. Felaketli sonuç Bir gün bencileyin, bir uçuruma yuvarlanırsanız artık her şey burada bitti, sanmayınız. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KÜSUF — Güneş tutulması. Ay ın, dünya ile güneş arasına gelerek dünya üzerinde gölge yapması. * Mc: Birisinin felâketli hâlinde çok teessür göstermesi hâli.(Güneşin ve ayın tutulmaları, küsuf ve husuf namazları denilen iki ibâdet i mahsusanın… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük