felâket — (A.) [ ﺖﮐﻼﻓ ] büyük bela, musibet … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
FELAKET — Belâ, musibet, âfet, dâhiye. Bedbahtlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜLİMME — Felâket … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
afat — felaket … Beypazari ağzindan sözcükler
ağzı kurusun — felaket dileğinde bulunanlara karşı kullanılan bir ilenme sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
katıglık — felâket III, 233 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
Zeyno Baran — (born January 31 1972 ) is a prominent Turkish American scholar on issues ranging from US Turkey relations to Islamist ideology to energy security in Europe and Asia. She is the Director of the Center for Eurasian Policy and a Senior Fellow at… … Wikipedia
acı haber — is. Genellikle felaket veya ölüm bildiren söz veya haber … Çağatay Osmanlı Sözlük
ateş — is., Far. āteş 1) Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr Uygarlık ateşten doğmuştur. 2) Tutuşmuş olan cisim 3) Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç Yemeği ateşten indirdim. 4) Patlayıcı silahların atılması Top… … Çağatay Osmanlı Sözlük
beliye — is., esk., Ar. beliyye Felaket, keder, tasa Sebep hep sensin; o zaman muvafakat edeydin belki bu beliyeler başıma gelmezdi. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük