- fena
- 1. sf., Ar. fenāˀ
1) İyi nitelikte olmayan, kötü
Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir.
- B. Felek2) ÜzücüBu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki...
- H. E. Adıvar3) İstenilen ve gereken nitelikte olmayan (kimse)Fena bir öğrenci.
4) Hoşa gitmeyen, rahatsız ediciFena günler yaşadığına inanmak için bin şahit lazım.
- R. H. Karay5) Davranışları toplumun ahlak anlayışına uymayanSiz fena adamsınız, odanıza geldiğime bin kere pişman oldum.
- P. Safa6) zf. ÇokTenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor.
- P. SafaBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <2. is., esk., Ar. fenāˀ Ölümlü olma durumu, ölümlülükBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.