- fesat
- is., -dı, Ar. fesād
1) Bozukluk
Mide fesadı. Ahlak fesadı.
2) Karışıklık, kargaşalık, ara bozuculukBirçokları kahveleri fesat yatağı saymayı sürdürürler.
- S. Birsel3) Hile4) sf. Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan (kimse)Sen de ne fesat adamsın!
5) sf. Karıştırıcı, ara bozucu (kimse)Birleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
fesat kumkuması — is. Fesat kaynağı, ortaklığı karıştırmayı huy edinmiş, kötülük peşinde koşan kimse Ona bu akılları öğreten, hep o fesat kumkuması teres. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
fesat karıştırmak — hile yapmak ... resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma ... suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
fesat — (A.) [ دﺎﺴﻓ ] bozukluk, kötülük … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
fesat çıkarmak (veya fesada vermek) — ara bozmak, ortalığı karıştırmaya çalışmak, insanları birbirine düşürecek işler yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
içi fesat — sf., dı Her an kötülük düşünen … Çağatay Osmanlı Sözlük
fitne fesat çıkarmak — 1) ara bozucu söz söylemek 2) ara bozucu davranışta bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak) — fesat karıştırmak, arabozanlık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ERŞ — Fesat, niza, ihtilaf, rüşvet. * Fışkırmak. * Tırmalamak. * Fık: Yaralanan veya kesilen bir uzuvdan dolayı verilmesi lâzım gelen diyet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
American cuisine — For other uses, see American cuisine (disambiguation). See also: Global cuisines … Wikipedia
Mqabba — Il Kunsill Lokali tal Imqabba Local council L Imqabba … Wikipedia