- algılama
- is.
Algılamak işi, idrak etme
Bugünkü çocukların algılama alanları dünkü kuşaklardan çok daha geniştir.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bugünkü çocukların algılama alanları dünkü kuşaklardan çok daha geniştir.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yanılsama — is. 1) Yanlış algılama ve duyu yanılması Acaba benim kulağıma gelen sesler bir yanılsama mıydı? M. C. Anday 2) ruh b. Var olan nesne veya canlıyı yanlış, ayrımlı veya değişik olarak algılama, galatıhis Abartmadığından, duygusal bir yanılsamanın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
algılanmak — nsz, ruh b. Algılama işine konu olmak, idrak edilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
algılatmak — i, ruh b. Algılama işini birine yaptırmak, idrak ettirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
algılayabilmek — i Algılama imkânı veya olasılığı bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
algılayış — is. Algılama işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
basar — 1. is., esk., Ar. baṣar 1) Göz 2) mec. İleriyi görme, algılama yetisi 2. is., hlk. Merdivenin ayakla basılan yüzeyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
duygu — is. 1) Duyularla algılama, his Bitkilerde duygu var mı? 2) Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir. B. Felek 3) Önsezi Yolunuzu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
duyu — is. İnsanların ve hayvanların, dış dünyanın uyaranlarını görme, işitme, koklama, dokunma ve tatma organlarıyla algılama yeteneği, duyum, hasse Tüm duyularım uyanık olarak trenimin rengini ve numarasını bulmaya çalışırdım. N. Eray Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
duyuüstü — sf., fel. 1) Duyularla verilmeyen 2) Algılama yoluyla değil, düşünme ile kavranan … Çağatay Osmanlı Sözlük
el yordamı — is. Elin duyumu ve yardımı ile varlıkları algılama Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller el yordamıyla … Çağatay Osmanlı Sözlük