faaliyetten alıkoymak — çalışması durdurulmak, çalışmadan alıkonulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İ'TİYAK — Alıkoymak, engel olmak, mani olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alıkoyma — is. Alıkoymak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
çevirmek — i 1) Bir şeyin yönünü değiştirmek Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi. Y. Z. Ortaç 2) Öteki yüzünü görünür duruma getirmek Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu. Ö. Seyfettin 3) Döndürerek hareket ettirmek Resimleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
faaliyet — is., Ar. faˁāliyyet 1) Çalışkanlık, çalışma, canlılık, hareket İstasyonda bir faaliyet vardı. A. Gündüz 2) İşler durumda olma, etkinlik Birleşik Sözler sosyal faaliyet kulis faaliyeti Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller faaliyet göstermek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hapsetmek — i, e, der, Ar. ḥabs + T. etmek 1) Bir suçluyu hapishaneye koymak 2) Bir yere kapatıp salıvermemek Kediyi odaya hapsetti. 3) Engellemek, sınırlamak 4) de, mec. Bir kimseyi veya bir şeyi boşu boşuna tutmak, alıkoymak Gelirim diye beni akşama kadar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yağlı kuyruk — is., ğu, tkz. 1) Kolayca ve bolca yararlanılabilecek kaynak Bu yağlı kuyruğa herkes bir defa sarılmak, onu kendine çekmek, alıkoymak sevdasında idi.. E. E. Talu 2) Kolayca sömürülecek iş veya kişi … Çağatay Osmanlı Sözlük
esir almak — 1) tutsak etmek 2) alıkoymak, meşgul etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
işgal etmek — 1) bir yeri ele geçirmek Ertesi gün Kanaltepe Sivrihisar hattını işgal ettik. F. R. Atay 2) işten alıkoymak, oyalamak Buraya geldiğim günden beri beni işgal eden en mühim şey kendimi alıştırmak, ısındırmak cehdidir. Y. K. Karaosmanoğlu 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük