- geceki
- sf.
Gece olan, gece yapılan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
akşamdan kalmış (veya kalma) — geceki sarhoşluğun mahmurluğunu taşıyan … Çağatay Osmanlı Sözlük
buzağılı — sf. Buzağısı olan Geceki baskında buzağılı bir ineği ile birlikte ahırı yanmıştı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
curcuna — is. 1) Gürültülü, karışık durum Adnan yatağına uzanmış, dün geceki curcunayı düşünüyordu. M. C. Kuntay 2) Alaturka müzikte hızlı bir usul Sonra bir curcuna havası söyledi ve üç yabancı da dâhil olduğu hâlde salondakilerin hepsini oynattı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
cüretkâr — sf., Ar. curˀet + Far. kār 1) Yürekli Dün geceki oyunu orijinaldi; sürekli, cesurca, cüretkâr bir şeydi. R. H. Karay 2) Saygısız … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğlenti — is. Neşeli ve hoşça vakit geçirilen toplantı Dün geceki heyecan bir eğlenti coşkunluğu idi. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
eh — ünl. 1) Olur, peki veya fena değil anlamlarında kullanılan bir söz Eh! Bize gerekli olan da o; bütçemizi doğrultur, pansiyoner olmaktan vazgeçeriz. A. İlhan 2) Bezginlik anlatan bir söz Eh, dün geceki kafayla bu kadarı olacaktı elbet! N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
güleç — sf., ci Her zaman gülümseyen, mütebessim Biraz sonra geceki güleç memur, hafif kapalı gözleriyle göründü. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
katakulli — is., argo, Fr. fait accompli den Yalan dolan, oyun, tuzak, düzen Dün geceki arkadaşın tahmini gibi meçhul adam geldi, kız onu birkaç katakulli ile kandırdı. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller katakulli okumak katakulli yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatsı — is. 1) Güneşin batmasından bir buçuk, iki saat sonraki vakit Babam yalnız ilk geceki fener alayına katıldı, yatsıdan az sonra eve döndü. N. Cumalı 2) Yatsı ezanı Gece olmuş, yatsılar okunmuş, daha damat bey gelmemişti. S. M. Alus 3) Yatsı namazı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
telmih etmek — üstü kapalı, imalı bir biçimde anlatmak Dün geceki ağır sözlerini telmih ettiğimi anladı, kızardı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük