- geçirmek
- -i
1) Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak2) -e Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek
Kalanımızı peşine takarak Murat suyunun karşı kıyısına geçirdi.
- K. Bilbaşar3) -i, -e Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmekOdanın eşyasını öbür odaya geçirmek.
4) -i, -e Tespit etmek, yazmak, kaydetmekMerkez, kadının dosyasına vefat kaydını geçirdi.
- R. H. Karay5) -i, -e Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmakYem torbalarını hayvanların boyunlarına geçirdikten sonra arkadaşına sordu.
- O. C. Kaygılı6) -i, -e Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmekArkadaşımı geçirmeye gittim.
7) -i, -de Bir süre yaşamak, oturmak, kalmakKocan için geceyi evden dışarıda geçirmek fırsatını sen kendin temin et.
- H. C. Yalçın8) -e, nsz Giymek, giyinmekSırtına pembe, kolları tamamen çıplak bir bluz geçirmişti.
- S. F. Abasıyanık9) -den Bir işi birden çok kişi üzerinde uygulamakKılıçtan geçirmek. Dayaktan geçirmek.
10) -i, -den Herhangi bir durumu yaşamış olmakNe yapar ne eder, günde iki üç saatini at üstünde geçirirdi.
- N. Cumalı11) Etmek, yapmak12) -i, -e Hastalık bulaştırmakNezleyi bana geçirdin.
13) -le Zaman harcamakBenim bu işlerle geçirecek vaktim yok.
14) Bir gereksinimi eldeki imkânla karşılamakBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.