dizginleri (veya dizginlerini) ele almak — yönetimi eline geçirmek Uykusunun dizginlerini ele almak ve istediği zaman uyanmak. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
inisiyatifi ele almak (veya geçirmek) — karar verme yetkisini kullanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
NAİLİYET — Ele geçirmek, murada ermek, elde etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zapt — bk. zabt. ♦ zapt edilmek ele geçirmek. ♦ zapt etmek ele geçirmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
zabt — (A.) [ ﻂﺒﺽ ] 1. tutma. 2. ele geçirme. 3. kavrama. ♦ zabt edilmek ele geçirilmek. ♦ zabt etmek ele geçirmek. ♦ zabtiye nâzırı emniyet genel müdürü. ♦ zabtiye nezâreti emniyet genel müdürlüğü … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
istîlâ — (A.) [ ﻼﻴﺘﺱا ] yayılma, ele geçirme. ♦ istîlâ etmek yayılmak, ele geçirmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
avlamak — i 1) Bir avı diri veya ölü olarak ele geçirmek 2) mec. Tuzağa düşürmek, kurnazlıkla kandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük