- gelen
- sf.
1) Gelme işini yapan (kimse veya nesne)2) fiz. Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın)Birleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gelen geçen — sf. Gelen giden … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelen giden — sf. Gelenler, uğrayanlar, ziyaret edenler, gelip geçenler, gelen geçen … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelen gideni aratır — bir işe veya göreve sonradan gelen orada daha önce çalışandan başarısız ve geçimsiz olabilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelen — ge|len <sw. V.; hat: mit ↑ Gel (2) behandeln: seine Haare hatte er nach hinten gegelt … Universal-Lexikon
gelen — ge|len; er gelt die Haare; gegelt … Die deutsche Rechtschreibung
gelen gidene rahmet okutur (veya gelen gideni aratır) — beğenmediğimiz bir kişinin yerine öyle birisi gelir ki eskisini aratır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelen ağam giden paşam — yönetim kimde olursa olsun benim için fark etmez anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sonradan gelen devlet devlet değildir — kişi yaşlandıktan sonra gelen zenginlik işe yaramaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
el ile gelen düğün, bayram — herkese birden gelen sıkıntı ve felakete katlanmak, yalnızca bir kişiye gelene katlanmaktan daha kolaydır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
başa gelen çekilir — çaresiz durumlara düşüldüğünde insanın kendini üzüntüye kaptırmayıp bu durumlara katlanmasının olağan ve doğru bulunduğunu anlatan bir söz Başa gelen dert çekilir der gibi bir hâlde arabayı itina ile çeken bir atları vardı. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük