- gelip geçici
- is.
Sürekli olmayan, kısa süreli şey
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
geçici — sf. 1) Çok sürmeyen Bunu evvela gençliğe mahsus geçici bir heves zannettim. P. Safa 2) Kısa ve belli bir süre için olan, muvakkat, palyatif, kalıcı karşıtı Eğer yazmaktan para ve ün gibi iki geçici kıymet ve zevk elde edemezsem acaba yazı yazar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelip geçicilik — is., ği Gelip geçici olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
AN-I SEYYALE — Gelip geçici az bir an.(Vacib ül Vücud a intisabını bilen veya intisabı bilinen herbir mevcud, sırr ı vahdetle, Vâcib ül Vücud a mensub bütün mevcudatla münasebetdar olur. Demek her bir şey, o intisab noktasında hadsiz envar ı vücuda mazhar… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HEVES — Gelip geçici istek. Nefsin hoşuna gitmek. Devran edip gezmek. Akıl ile olmayıp nefis ile olan istek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LEVS-İ FÂNİ — Gelip geçici murdarlık, pislik. Dünyanın fâni, faydasız eğlenceleri … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ZÂİLÂT-I FÂNİYE — Gelip geçici olanlar, bir hâlde durmayıp gidenler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÂLEM-İ FÂNİ — Gelip geçici âlem, dünya … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
heves — is., Ar. heves 1) İstek, eğilim, arzu, şevk Küçüklüğünden beri bütün hevesi bahriyede idi. H. Taner 2) Gelip geçici istek Yoksa ona karşı geçici bir heves mi duyuyor. P. Safa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller heves etmek hevesine düşmek hevesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fâni — sf., Ar. fānī Ölümlü, gelip geçici, kalımsız Her fâni güneşten, çimden nasibini alıyor. Y. Z. Ortaç Birleşik Sözler fâni dünya … Çağatay Osmanlı Sözlük