- gerçekte
- zf.
Aslında, tam anlamıyla, hakikatte
Kumpanyanın kurulmasında başı çeken gerçekte, ecnebi bir banka.
- A. İlhan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kumpanyanın kurulmasında başı çeken gerçekte, ecnebi bir banka.
- A. İlhanÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gündüz külahlı, gece silahlı — gerçekte iyi olmadığı hâlde iyi gibi görünen kimseler için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
halüsinasyon görmek — gerçekte olmayan birtakım olayları yaşadığını sanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapmak — gerçekte bulunmayan bir konu üzerinde varmış gibi savunuculuğunu yapmak, hayalî konularda gereksiz söz söylemek Denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapıyorlardı. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAREKET-İ MER'İYYE — Gerçekte olmadığı halde, var imiş gibi görünen hareket … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hayalet — is., Ar. ḫayālet 1) Gerçekte var olmadığı hâlde bazen görüldüğü sanılan cin, peri, hortlak vb. görüntüler 2) Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, görüntü Gözümün önünde durmaksızın geçen bir hayalet var. Y. Z. Ortaç 3) Belli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Anka — is., öz., Ar. ˁanḳā Masallarda adı geçen ve gerçekte var olmayan büyük bir kuş, Zümrüdüanka Birleşik Sözler Zümrüdüanka … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizgi ölçek — is., ği Plan veya haritanın alt köşesinde yatay bir çizgi ile gösterilen, harita üzerindeki uzunluğun gerçekte ne kadar uzunluğa karşılık olduğunu belirten ve bunun çizgi üzerinde işaretlenmesiyle elde edilen ölçek … Çağatay Osmanlı Sözlük
danışıklı — sf. Gerçekte olmadığı hâlde bir anlaşma sonunda öyle gösterilen, muvazaalı Birleşik Sözler danışıklı dövüş … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşüncel — sf., fel. 1) Gerçekte olmayıp yalnızca düşüncede, tasarım içinde var olan 2) Yalnız düşünce ile kavranabilen … Çağatay Osmanlı Sözlük
fantasma — is., Fr. fantasme Gerçekte olmadığı hâlde var gibi görünen hayal … Çağatay Osmanlı Sözlük