gırtlak ünsüzü — is., dbl. Akciğerlerden gelen havanın gırtlaktaki yarı kapalı engellere çarpıp gevşemesi ile oluşan sert ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gırtlak gırtlağa gelmek — kıyasıya dövüşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
HACEB — Gırtlak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BÜL'UM — Gırtlak, hançere … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HANÇERE — Gırtlak, boğaz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gârlan — gârlán, ă, gârláni, e, adj. (pop.) haimana, fără căpătâi. Trimis de blaurb, 12.05.2006. Sursa: DAR gîrlán ( ne), s.n. – Gît, gîtlej. sl. grŭlo gît , cf. gîrlă şi bg. gortan, tc. girtlak. Der. din rom … Dicționar Român
âdemelması — is. Gırtlak çıkıntısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
diş — is. 1) Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri 2) Çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
h, H — 1) Türk alfabesinin onuncu sırasında yer alan ve He adı verilen bu harf, ses bilimi bakımından ötümsüz sızıcı gırtlak ünsüzünü gösterir 2) müz. Nota işaretlerini harfle gösterme yönteminde si sesini gösterir … Çağatay Osmanlı Sözlük
hançere — is., anat., Ar. ḥancere Gırtlak Kuvvetli bir aktör hançeresine malik olmak lazımdı. H. F. Ozansoy … Çağatay Osmanlı Sözlük