- girintili çıkıntılı
- sf.
Düz veya düzgün olmayıp girinti ve çıkıntıları olan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
girintili — sf. Girintisi olan Birleşik Sözler girintili çıkıntılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkıntılı — sf. Çıkıntısı olan Birleşik Sözler girintili çıkıntılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
barbata — is., İt. barbetta Kalelerde mazgal ve mazgal siperlerinin oluşturduğu girintili çıkıntılı dış duvarların üst bölümü, kale korkuluğu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çakır çukur — is. 1) Girintili çıkıntılı, pürüzlü yüzey Her taraf çakır çukur. 2) zf. Çak çuk diye ses çıkararak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabartma — is. 1) Kabartmak işi 2) Bir biçimin veya bir süslemenin düz yüzey üzerindeki çıkıntısı 3) Kil, alçı, taş vb. işlenebilir gereçleri girintili çıkıntılı yüzeyler durumunda biçimlendirerek yapılmış olan eser, rölyef Bir sanatkâr eliyle alçıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kirtikli — sf., hlk. Kenarları girintili çıkıntılı olan Kirtikli sahan … Çağatay Osmanlı Sözlük
matris — is., fiz., Fr. matrice 1) Hesap ve kumanda işlerini gerçekleştirmeye yarayan elektronik devre 2) mat. İstatistikte, bir elemanlar topluluğunun düzenlenmiş biçimi 3) mat. Gerçek ve karmaşık sayıların dikdörtgen biçiminde tablosu 4) Baskı yoluyla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oylum oylum — zf. Oymalı, girintili çıkıntılı bir biçimde Benim için açtı bu güller / Oylum oylum, katmer katmer. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
oymalı yaprak — is., ğı, bit. b. Meşe yaprağı gibi kenarları girintili çıkıntılı olan yaprak … Çağatay Osmanlı Sözlük
GİRİFT — f. Yakalama, tutma. * Dolaşık. Birbiri içine girik. Girintili çıkıntılı, karışık. * Motifleri birbirine girik ve içiçe geçme olan tezyinat tarzı. Buna aynı zamanda arabesk de denilir. * Türk musikisinin nefesli sazlarından olup, bugün unutulmak… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük