girintili
Look at other dictionaries:
girintili — sif. Səthi düz olmayan, girintiləri olan, kənarları hamar olmayan … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
girintili çıkıntılı — sf. Düz veya düzgün olmayıp girinti ve çıkıntıları olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
dişi — sf., anat. 1) Yumurta oluşturan veya yavru doğuran (birey) 2) Erkeği tarafından döllenecek biçimde oluşmuş (hayvan veya bitki) Dişi kedi. 3) is. Kadın 4) Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden girintili olan Dişi klişe. Dişi … Çağatay Osmanlı Sözlük
barbata — is., İt. barbetta Kalelerde mazgal ve mazgal siperlerinin oluşturduğu girintili çıkıntılı dış duvarların üst bölümü, kale korkuluğu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çakır çukur — is. 1) Girintili çıkıntılı, pürüzlü yüzey Her taraf çakır çukur. 2) zf. Çak çuk diye ses çıkararak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkıntılı — sf. Çıkıntısı olan Birleşik Sözler girintili çıkıntılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
erkek — is., ği 1) İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı 2) biy. Sperma oluşturan organizma 3) Yetişkin adam, bay, kadın karşıtı Erkekler gelince buraya, karılar işte böyle kaçar. O. C. Kaygılı 4) Koca Kadın erkeğini uğurladı. 5) sf … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabartma — is. 1) Kabartmak işi 2) Bir biçimin veya bir süslemenin düz yüzey üzerindeki çıkıntısı 3) Kil, alçı, taş vb. işlenebilir gereçleri girintili çıkıntılı yüzeyler durumunda biçimlendirerek yapılmış olan eser, rölyef Bir sanatkâr eliyle alçıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kirtikli — sf., hlk. Kenarları girintili çıkıntılı olan Kirtikli sahan … Çağatay Osmanlı Sözlük
köşe — is., Far. gūşe 1) Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye Kutunun sivri köşesi. 2) İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer Seniha Hanım parmağını odanın köşesine uzattı. P. Safa 3) İki sokağın veya caddenin… … Çağatay Osmanlı Sözlük