giymek

giymek
nsz, -er
1) Örtünüp korunmak için bir şeyi vücuduna geçirmek

Kapalı çarşı zevkine göre alafranga sayılabilecek bir entari giymişti.

- O. V. Kanık
2) mec. Ağır söz veya hakareti, küçültücü davranışı ses çıkarmadan dinlemek

Biri ağzına geleni söyledi, öbürü de güzelce giydi.

Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • ayağını giymek — ayakkabısını giymek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hapis giymek — hapis cezasına çarptırılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hüküm giymek — mahkemece cezalandırılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taç giymek — 1) tahta çıkmak 2) kral veya kraliçe seçilmek Güzellik kraliçesi taç giydi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • marka giymek — kullanmak için seçkin, kaliteli olan malı tercih etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şapkasını giymek (veya taşımak) — (birinin) kendi kimliğinin veya düşüncelerinin dışında başka birinin kimliğini geçici olarak taşımak veya onun düşünceleriyle ortaya çıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • etek takmak (veya giymek) — argo erkek, ar, namus, erdem vb. özellikleri bulunmayan duruma düşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karalar bağlamak (veya giymek) — yas tutmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayağının pabucunu başına giymek — 1) dengi olmayan bir kimseyle evlenmek 2) değersiz bir kimseyi üstün bir yere geçirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kedmek — giymek I, 12, 394; I I, 296; II I, 20, 156, 441bkz: ketmek …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”