gözenek

gözenek
is., -ği
1) Delikli bir nesnenin deliklerinden her biri
2) hlk. Pencere
3) hlk. Bir işlemede, örgüde, ipliklerin kesilmesi, ayrı tutulması yoluyla oluşturulan boşluk, ajur
4) anat. Canlı dokularda dış deri üzerindeki küçük, basit açıklık, mesame
5) biy. Bitkilerde solunum ve fotosentez için gerekli oksijen ve karbondioksit alışverişine, suyun buhar olarak dışarı atılmasına yarayan, yaprakların alt yüzeyinde çok sayıda bulunan, hücreler arasındaki küçük deliklerden her biri, mesame
6) fiz. Bir malzemenin içinde irili ufaklı boşlukların bulunması durumu, süngerimsi görünüş
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • dağınık gözenek — is., ği Ağaç başkesitindeki gözeneklerin dengeli düzende dağılım gösterme durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ajur — is., Fr. ajour Delikli örgü, gözenek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dağınık — sf., ğı 1) Geniş bir alana yayılmış olan 2) Bir arada olmayan, birbiriyle bağlantısız 3) Düzeni bozuk, düzensiz, karışık Kadın yatağın içinde saçları dağınık, dimdik oturuyordu. P. Safa 4) Hoş görünmeyen, uyumsuz Bağırarak konuşmaktan hoşlanmaz,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mesame — is., anat., biy., esk., Ar. mesāmme Gözenek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • AJUR — Fr. Gözenek. Göz göz işlenmiş nakı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MESEMM — (C.: Mesâmm) Tıb: Cild üzerindeki küçük delik. Gözenek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MESEMME — (C.: Mesâmm Mesâmmât) Ciltteki ufak delik. Gözenek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”