- gözenekli
- sf.
Gözenekleri olan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ajurlu — sf. Her yanı ajur biçiminde işlenmiş bulunan, gözenekli Ajurlu çorap … Çağatay Osmanlı Sözlük
diyaliz — is., kim., Fr. dialyse Bazı cisimlerin gözenekli zarlardan geçebilmesi temeline dayanan bir çözümleme veya arıtma yöntemi Birleşik Sözler diyaliz makinesi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller diyalize girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
elek — is., ği Taneli veya un gibi toz durumunda olan şeyleri yabancı maddelerden ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak için kullanılan, tahta bir kasnak ve tek tarafa gerilmiş, gözenekli tel, kıl, bez vb.nden oluşan araç Evden bir elek getirilecek … Çağatay Osmanlı Sözlük
elektrodiyaliz — is., kim., Fr. électrodialyse Birtakım koloitlerin ortamdaki öteki parçacıklara oranla gözenekli zarlardan daha kolay geçmesi özelliğine dayanan kimyasal arıtma yönteminin elektrik enerjisiyle hızlandırılmış türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözeneklilik — is., ği Gözenekli bir cismin niteliği … Çağatay Osmanlı Sözlük
mantar ağacı — is., bit. b. Turunçgillerden, kerestesi çok gözenekli, süngerimsi, açık sarı renkli bir ağaç (Phelloderidron amurerıse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
Mihalıççık peyniri — is. Uzun ve büyük kalıplar hâlinde hazırlanan, çok tuzlu ve gözenekli sert bir tür peynir … Çağatay Osmanlı Sözlük
paşa ağacı — is., bit. b. Kerestesi açık sarı veya yeşilimsi renkte, iri gözenekli, genellikle kaplama olarak kullanılan değerli bir mobilya ağacı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ponza — is., min., İt. pumice Bazı yüzeylerin temizlenmesinde, mermerlerin parlatılmasında, ovma işlerinde kullanılan, çok gözenekli, çok hafif kaya, sünger taşı, ponza taşı Birleşik Sözler ponza taşı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sünger doku — is., bit. b. Yaprağın alt yüzünde bulunan seyrek hücreli, gözenekli ve az klorofilli özek doku … Çağatay Osmanlı Sözlük