ayrıcalık gözetmek — ayrıcalık tanımak Annem, babam çocuklar arasında hiçbir ayrıcalık gözetmezlerdi. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkar gözetmek — çıkarına bakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıra saygı gözetmek — karşılıklı saygı göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
taraf gözetmek — birinden yana olmak Meseleyi taraf gözetmeden aksettirmek için o yazıdan da bir parça almak isterdik. O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
fark gözetmek — ayrı tutmak Siz erkekler ekseriya nikâhlı kadınla nikâhsız kadınlarınız arasında bir fark gözetirsiniz. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
görüp gözetmek — (birini) korumak, yardım etmek, mukayyet olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
köz atmak — gözetmek, gözetilmek. II, 86bkz:ködezmek, közetmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
közetmek — gözetmek, gözetilmek muntazır, olmak II, 86, 234, 306bkz: ködezmek, közatmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
gollamak-kollamak — gözetmek, arka çıkmak … Beypazari ağzindan sözcükler
kollamak — i 1) Olmasını, ortaya çıkmasını beklemek, gözetmek Kocamı kıskanıyor, aradan atmak için vesileler kolluyormuş. S. M. Alus 2) Göz önünde tutmak, gözlemek Daima biraz kollayan, bir tilki gibi tetikte ve hamarat görünürdü. A. Ş. Hisar 3) Korumak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük