- gözetme
- is.
Gözetmek işi
Yeryüzünde bir başına değilsiniz, başkalarının zevkini, hatırını da gözetmeniz gerekir.
- N. Ataç
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yeryüzünde bir başına değilsiniz, başkalarının zevkini, hatırını da gözetmeniz gerekir.
- N. AtaçÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gözetilmek — nsz Gözetme işi yapılmak veya gözetme işine konu olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
adalet — is., Ar. ˁadālet 1) Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe Devletin temel amaç ve görevleri ... kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözetim — is. 1) Gözetme işi, nezaret Din ve ahlak eğitimi devlet gözetim ve denetimi altında yapılır. Anayasa 2) Himaye 3) huk. Gözaltı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gözetime almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözetiş — is. Gözetme işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözettirmek — i Gözetme işini yaptırmak, gözetmesini sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
himaye — is., Ar. ḥimāye 1) Koruma, gözetme, esirgeme, koruyuculuk, gözetim Henüz ana himayesine ne kadar muhtaç olduğunu görüyorum. Y. Z. Ortaç 2) Kayırma, elinden tutma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller himaye etmek himaye görmek himayesine almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kayıt — 1. is., ydı, Ar. ḳayd 1) Bir yere mal ederek deftere geçirme Çocuğun kaydı bulunamadı. 2) Bir yazının, bir hesabın tarih, numara vb.nin veya kopyasının bir yerde yazılı bulunması Hafızama güvenmeyiniz. Kayıtlarınız daha sağlamdır. R. H. Karay 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nezaret — is., Ar. neẓāret 1) Bakma, gözetme, gözetim 2) huk. Gözaltı 3) Nezarethane Zaptiye nezaretinde temiz bir dayaktan sonra hepimizi bir yere sürdüler. R. N. Güntekin 4) esk. Bakanlık 5) esk. Görü Birleşik Sözler nezarethane Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mürâat — (A.) [ تﺎﻋاﺮﻡ ] gözetme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
nezâret — (A.) [ ترﺎﻈﻥ ] 1. nazırlık. 2. gözetme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü