- alt karşıt
- is., man.
Konusu ile yüklemi aynı olan, biri tikel olumlu, öbürü tikel olumsuz, karşı karşıya konmuş iki önermeden her biri: "Bazı insanlar bilgindirler" ile "Bazı insanlar bilgin değildirler" gibi
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
karşıt — sf. Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast Birleşik Sözler karşıt anlamlı karşıt duygu alt karşıt … Çağatay Osmanlı Sözlük
alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
taraf — is., Ar. ṭaraf 1) Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat... R. H. Karay 2) Yön, yan, doğrultu Deniz tarafındaki çayırdan bir sürü koyun geçiyor. M. Ş. Esendal 3) Yöre, yer Üsküdar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yan — is. 1) Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı. M. Ş. Esendal 2) Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet Yaşlı garson yanımıza geldi. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Yer 4) Üst 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük