- alt katman
- is., top. b.
Toplum içinde yer alan ve daha düşük değerlere sahip olan sınıf
Yaşayışıyla konağa bağlıyken, gönlüyle alt katmanların trajik yaşamlarına eğilecektir.
- S. İleri
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yaşayışıyla konağa bağlıyken, gönlüyle alt katmanların trajik yaşamlarına eğilecektir.
- S. İleriÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
katman — is. 1) Birbiri üzerinde bulunan yassıca maddelerin her biri, tabaka 2) jeol. Altında veya üstünde olan kayaçlardan gözle veya fiziksel olarak az çok ayrılabilen, kalınlığı 1 cm den az olmayan tortul kayaç birimi, tabaka 3) top. b. Bir toplum… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tabaka — 1. is., İsp. tobacco Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler sigara tabakası 2. is., jeol., Ar. ṭabaḳa 1) Katman Madenin üzerindeki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kat — 1. is. 1) Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık. S. F. Abasıyanık 2) Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey Bir kat … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaymak — 1. is., ğı 1) Sütün veya yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman 2) Sütü yayvan kaplar içinde ve hafif ateşte tutarak elde edilen koyu, yağlı öz 3) Yağmur ve selden sonra toprağın üzerinde kalan özlü tabaka 4) … Çağatay Osmanlı Sözlük
üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… … Çağatay Osmanlı Sözlük