- gücendirmek
- -i
Gücenmesine yol açmak, gönlünü kırmak, incitmek
Bazı şairleri kırmaktan, gücendirmekten çekindiğimden değil, haksızlık olacağına inandığımdan başvurmuyorum bu yola.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bazı şairleri kırmaktan, gücendirmekten çekindiğimden değil, haksızlık olacağına inandığımdan başvurmuyorum bu yola.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
acığlantırmak — gücendirmek, igzab etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gücendirme — is. Gücendirmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırmak — i, ar 1) Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak Taşları kırmak. Bardağı kırmak. 2) İri parçalara ayırmak 3) nsz Belirli bir biçimde katlamak Forma kırmak. 4) Öldürmek, yok olmasına neden olmak Bu yıl soğuk hayvanları kırdı. 5) Bir şeyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaralamak — i 1) Silah, bıçak vb. bir araçla yara açmak Kocaman bir bıçağı kuşağının arasından çıkarıp Seher i böğründen yaraladı. S. F. Abasıyanık 2) mec. Gücendirmek, incitmek, kırmak Gururunu yaraladılar … Çağatay Osmanlı Sözlük
zülfüyâre dokunmak — hatırlı, güçlü bir kimseyi veya bir makamı gücendirmek, darılmasına yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönül kırmak (veya yıkmak) — birini çok üzecek bir davranışta bulunmak, gücendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatırını kırmak — (birinin) üzmek, gücendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönül yıkmak — birini çok üzecek bir davranışta bulunmak, gücendirmek, gönül kırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
KATB — (Katub) Daim çatık çehreli, ekşi yüz. * Bir kimseyi darıltmak, gücendirmek. * Birikmek, biriktirmek, doldurmak. * Dolu çuval taşımak, götürmek için hazırlamak. * Arslan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük