- hafifletmek
- -i
Hafiflemesine yol açmak, hafifleştirmek, tahfif etmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tahfif etmek — hafifletmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İHFAF — Hafifletmek. Birinin şerefine dokunacak şekilde konuşmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
avundurmak — i 1) Oyalanmasını sağlamak 2) Acısını hafifletmek, acısını unutturmak, teselli etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
azaltmak — i 1) Az denecek bir miktara indirmek İlk işleri kullandıkları renkleri azaltmak oluyor. B. R. Eyuboğlu 2) Eskisinden az bir duruma getirmek, kırmak 3) Etkisini yitirmesine sebep olmak, hafifletmek Aspirin baş ağrımı azalttı … Çağatay Osmanlı Sözlük
hafifletme — is. Hafifletmek işi, tahfif … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulak tıkacı — is. Çok şiddetli sesleri, gürültüleri hafifletmek için kulağın içine veya üzerine konulan araç … Çağatay Osmanlı Sözlük
tatlıca — sf. 1) Biraz tatlı, az tatlı 2) mec. İçten, hoş, güzel Hikâyemizi böyle tatlıca anlatışından onu kucaklamak içimden geçiyordu. S. F. Abasıyanık 3) zf., mec. Hoş, yumuşak bir biçimde Hükûmetin kendilerini okşayarak tatlıca yöneterek zararlarını… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıp — is., bbı, Ar. ṭibb Hastalıkları iyileştirmek, hafifletmek veya önlemek amacıyla başvurulan teknik ve bilimsel çalışmaların tümü, hekimlik, tababet İlk önceleri tıp literatürüne dair bazı Fransızca kitaplar da getiriyordum. R. N. Güntekin Birleşik … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyutmak — i 1) Uyumasını sağlamak, uyur duruma getirmek 2) mec. Acı, keder vb.ni hafifletmek Yeisimi uyutmak için dimağımı tarih okumakla yoruyorum. R. N. Güntekin 3) mec. İlgi konusu olmaktan çıkarmak, unutturmak 4) mec. Aldatmak, kandırmak Bugün yarın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
varoluşsal — sf. Varoluşa ilişkin, varoluşla ilgili Konuyu saplandığı bu varoluşsal boyuttan çıkararak hafifletmek istedi. M. Mungan … Çağatay Osmanlı Sözlük