haklı bulmak — davasını, iddiasını, düşüncesini, davranışını doğru bulmak, yerinde görmek Müdür onu haklı buldu … Çağatay Osmanlı Sözlük
haklı çıkmak — davasının, iddiasının, düşüncesinin veya davranışının doğru olduğu anlaşılmak Bu tartışmada o haklı çıktı … Çağatay Osmanlı Sözlük
haklı olmak — davası, iddiası, davranışı, düşüncesi adalete uygun olmak Birden döndüm ve tahminimde haklı olduğumu anladım. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
haklı söz, haksızı Bağdattan çevirir — doğru söz, yanlış yolda çok ilerlemiş kişiyi bile yola getirir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
insanın adı çıkacağına canı çıksın — haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerinde su çıkmak — haklı bir sebep olmadan yerini bırakanlara veya bırakmak isteyenlere kınama ve engelleme amacıyla söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAKÎK — Haklı, hak sahibi olan. * Müstehak, lâyık, münasib … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
muhik — haklı; geçerli; uygun; gerekli … Hukuk Sözlüğü
Qara — The Qara are a grouping of tribes currently resident in Oman. Members of this tribe Amr Hakli the grand grand father Hakli tribe of Oman who was the first immigrant from Yemen to Dhofar one thousand years ago and this tribe known in Dhofar as… … Wikipedia
Juho Lallukka — (February 3, 1852 in Räisälä, Finland – December 1, 1913 in Vyborg) was a Finnish businessman, commercial counsellor, and a patron of the arts.BiographyJuho Lallukka was born in 1852 in the settlement of Räisälä on the Karelian isthmus, in a… … Wikipedia